Social Icons

Pages

10 Aralık 2013 Salı

Gece Okumayın! :) Baba Dışarıda Bir Melek Var!

 Fikret Topallı'yı ilk okuyuşumdu bu.Aslen bildiğiniz üzere pek de Türk yazar okumam ben.Nedense yabancıların anlatım şekli beni daha çok içine çeker.

 Ancak bu kitabın konusu daha okumadan beni meraklandırmıştı açıkçası.Zaten 'URBAN LEGENDS' yani 'Şehir Efsaneleri'ne oldukça büyük bir ilgim vardır.

 Kapağın üzerinde 'Türkiye Ve Dünyadan Şehir Efsaneleri' yazdığını gördüğümde açıkçası çok meraklandım ve hemen kitabı açıp okumaya koyuldum.


 Kitap küçük küçük şehir hikayelerinden oluşuyor beklediğiniz üzere elbette.Kitapta bildiğim ve bilmediğim bir dolu şehir efsanesi haline gelmiş hikaye vardı.Açıkçası benim içim cennet gibiydi.Okurken de hem çok eğlendim,hem de bazen ürktüm.En çok da Türk Şehir Efsanelerinden biri olan cinli bir hamam hikayesi vardı ki beni benden aldı.

  Zaten hamam falan pek sevmem,gitmem de ama hele de bundan sonra tövbeler olsun. :D

 Dünyadan anlatılan şehir efsanelerinde bildiğim bir kaç tane vardı ancak böyle gerçeğe dayalı ve neden şehir efsanesine dönüştüğüyle ilgili bilgi verilerek yazılan okuduğum ilk kitaptı bu kitap.Öyle "Zaten bilindik üç beş hikayeyi yazmış,kitap olarak satmış." şeklinde sakın ha düşünmeyin. "Ben çoğunu biliyorum zaten." diye de.Bildiklerinizin kökünün nereden geldiğini öğrenebiliyorsunuz bu kitapta.Olayın yaşandığı mekanların yahut olayın kendisinin neden böylesine herkesin bildiği bir olaya dönüştüğünü de güzelce açıklıyor yazar.O nedenle ciddi anlamda beğendiğim bir kitap oldu.Açıkçası okuması da bir hayli zevkli.


  Bir gecede yalayıp yutuveriyor insan.Değerli bir arkadaşım olan Şefika bana "Bak bunu gece okuma,korkarsın sonra." demişti.Ben de salak gibi "Yok ya be öyle şeylerden korkmam." demiştim.Oysa cidden ürkütücü olabilen bir kitap.O nedenle ben de size buradan aynı tavsiyeyi veriyorum şimdi.Gece okumayın :D

 

 Yani kısacası yepyeni hikayeler öğreneceğiniz,eğlenceli bir okumalık 'Baba Dışarıda Bir Melek Var!'

 İçerisinde Türkiye'den de oldukça enteresan ve itiraf etmem gerkirse hiç duymadığım bir çok şehir efsanesi vardı.Aileme de okudum bir çoğunu ve hepsi "Vaaaay... Voooovv..." gibi tepkiler verdi.Şimdi bir düşündüm de aile ile birlikte okunabilecek bir kitap bu ayrıca.HEp birlikte kaliteli ve oldukça enteresan bir zaman geçirmek için harika bir kitap.

  Her zaman olduğu gibi kapak tasarımı ve ayraca değinmeden bu yazıyı bitiremeyeceğim.O nasıl bir ayraçtır öylee?! BA-YIL-DIM!



  Diğer korku romanlarımı (ki bende tonla var :D) okurken hep onu kullanacağım artık.Çook başarılı.Ciddi anlamda beğendim.Kitabı tamamlamış bence.

  Ve kitabın iç tasarımındaki kanlı eller dış tasarımı ile süper bir uyum içerisinde insanın gözüne çok  hoş geliyor.Yazım hatası bulamadım bile.Çok başarılı bir basım olmuş.
 Yabancı Yayınları'nı tebrik ederim.

Sizlere de iyi okumalar dilerim.

25 Kasım 2013 Pazartesi

Çekiliş haberi

Bir yarışma duyurusu yapmak istiyorum.

Kitap Tutkusu isimli blogger bir yarışma başlatmış.Ben şahsen hediye edeceği seriyi çok merak ediyordum.Siz de katılmak istersiniz diye linkini paylaşıyorum.


Kitap Tutkusu Çekilişi

16 Ekim 2013 Çarşamba

FMArsal Beni Bırakma


Ve Fatih Murat Arsal'dan bir şaheser daha!
Türk yazarlarda bir türlü yakalayamadığım o duyguyu verebilmiş ilk kişidir kendileri.

Sayfaları nasıl çevirdiğimi hatırlamıyorum bile.Aldım,okudum ve bitti.Hemencecik. :(

Yazarın anlatım diline aşinalığım var zaten diyorum her defasında kendime ve bir diğer romanını okurken öceki kadar heyecanlanmayacağımı,şaşaırmayacağımı ya da tat alamayacağımı düşünüyorum.Ve hep yanılıyorum.
 FMArsal okurken hikayenin varış noktası hep bellidir.Normalde bunu herhangi bir şey için sinir bozucu bulurum.
Mesela sonunu tahmin edebildiğim filmleri izlemeyi sevmemek gibi ya da klişe duruma geldiği anda o diziden vaz geçmek.
Hele de kitaplarda bu konu daha da vurucu oluyor.Çünkü insan okurken hayal gücü de geliştiği için -özellikle de benim kadar çok okuyan biriyseniz- belirli şeylere aşina olduğunuzdan artık hissedemiyor oluyorsunuz.Ne olaylar gözünüzde canlanıyor ne de ana karakterin yakışıklılığını içinizi çeke çeke,duraksayıp hayal ede ede,sindire sindire okuyabiliyorsunuz.Ancak bu şaşırtıcı bir şekilde Fatih Bey'de gerçekleşmedi.Belki de yazara ve kitaplarına olan bağlılığım da bu yüzden.


KElimeleri nasıl kullanması gerektiğini bilen bir yazardan bir şeyler okumak güzeldi.Türk erkeğini gözümde çekici kıldı resmen :D

Özellikle bu kitabı çok sevdim.Hikaye hep olduğu gibi akıcı bir şekilde ilerliyor.Kızımız başkasına aşık hatta ondan hamile! (Spoiler!) En azından olduğunu sanıyor.Gerçi bunun için bir spoiler'a bile ihtiyacımız olduğundan emin değilim.Çünkü FMArsal hikayelerinde erkeklerimizin karşılarına çıkan kızlar daima bakire oluyorlar. 

Neyse.Oğlumuz Akın ise hapisaneden çıkar çıkmaz bu hamile güzel kadın ile tanışıyor.Birlikte yolculuk etmek zorunda kalıyorlar.Ve her zaman olduğu gibi FMArsal erkeğine bizim gibi karşı koyamayan zavallı Gamze ise Akın'ımıza aşık oluyor.Ee kız da haklı tabi.İnanın kitabı okurken tanışacağınız Akın da öyle aşık olunmayacak gibi değil hani. :)

Sonuç olarak önerdiğim kitaplardan biri arasına elbetteki girdi.Kapak tasarımından da bahsetmeden bitirmek istemiyroum gerçi.Çünkü gerçekten beğendim.Kitabın kendisini yansıtmayı başaran bir kapak olmuş ki bu kolay değil biliyorum.Ve öyle her kitapta da rastlanmıyor açıkçası.O nedenle Ephesus'u da kutluyorum.

 Ve işte o kapağın tamamı;
Sizce de başarılı değil mi ama? :)

30 Eylül 2013 Pazartesi

İşte Beklenen Son! FMArsal'dan Beklenen 'YALNIZ GÖZLERİN İÇİN'


Ahhh tanrım bu yazar beni öldürecek!
Artık bildiğiniz üzere FMArsal'ın uzuun zamandır takipçisiyim.Daha kitapları çıkmadan önce e-booklarını okuyarak başlamıştım herşeye.Yazarın kendisi ve kitapları benim bir nevi sıfır noktamdır anlayacağınız.
Tüm hikayelerini okumuştum hatta bazı sözleri ezberimdedir bile.
Ancak bir türlü Tahir ile Güney'in kitabı çıkmamıştı.Yazar uzun bir süre bu kitap üzerinde uğraştı.Biz de hayranlar olarak bekle,bekle kuruduk.
Ama işte sonunda almış ve okumuş bulunuyorum.İnanın elime ilk aldığımda zafer çığlığı bile basmıştım. :D
 Kitap uzun süre beklememiz şerefine tadını iyice alabileceğimiz kadar uzundu Allahtan.Ama malesef çok kısa bir sürede bitirdim.Yavaş yavaş okuyacağıma dair kendime söz vermiştim oysaki.Ama kitap bu denli iyi olunca bitiveriyor işte.Kapak da ayrı bir konu.İnsanın gözü kaydıkça açıp okumaya teşvik ediyor insanı adeta.Ephesus'u bbu konuda tebrik ederim.Çok uyumlu ve göze hitap eden bir kapakla sunmuşlar kitabı.
Bu kitap adeta bir serinin sonu gibiydi.Hep okuduğumuz ve tanıdığımız Tahir ile Güneyle birlikte bir devrin de sonu gibiydi.Onları e-book olan ve kitap halindeki hikayelerde sık sık okumuştuk.Aralarında bir şey yokuş gibiydiler hep.Ama meğerse adiler saman altından su yürütmüşler.Ah ah,oTahir yok mu! Hep diğer hikayelerde karşılaştığımızda birbirlerine karşı bir resmilerdi.Ama bu kitabın her bir sayfasında bunun yalnızca bir maske olduğu ortaya çıkmaz mı?? 
Bazı okuyucu arkadaşlarımdan diğer kitaplar kadar iyi olmadığını duymuştum halbuki ben çok keyif alarak okudum.Uzun olduğu ve birbirlerine olan aşklarının açıklanışı da bu nedenle uzun sürdüüğü için öyle gelmiş olmalı diğerlerine ama ben zaten böyle bir şey olmasını bekliyordum.
İlk olarak kitabın sayfa sayısı ve Fatih beyin hikayeyi anlatış şeklini göz önüne almak gerek zaten.Yazarımız her daim aşk itiraflarını en sona bırakır.Bazı yönlerden oldukça tahmin edilebilir bir anlatımı var.Ama biz de bunu bilerek sevmiyor muyuz hikayelerini? :)
Sonra bir de bu ikilinin diğer hikayelerin hemen hemen hepsinde boy göstermiş olması var.Son kitap olarak böyle bir şanssızlığa sahip.O nedenle her kitabın konularının bu kitaba katılması gerekmiş.Ama bence bu daha da iyi olmuş ya.Bir nevi anı yağmuru gibiydi.Bölümleri okurken "ah ah bak biz burada onlar hakkında ne düşünmüştük aslında şöyleymiş" gibi yorumlar yaparak gülümsedim hep.
Yani uzun lafın kısası,beklediğim gibi Harikaydı!
Söylemekten dilimde tüy bittiği için artık FMArsal okumayanın kalmamış olduğunu varsayıyorum.Bu son hikayeyi okumayı da geciktirmeyin.Umarım Fatih Bey yeni bir seriyle yine,yeni,yeniden karşımızda olsun :))




Bailey Yola Kaldığı Yerden Devam Ediyor!


BookS N BookS takipçilerim okunacaklar listenizde yer açın.Çünkü Bailey geri döndü!

W. Bruce Cameron 'Can Dostum' kitabı ile kesinlikle kalbimi 
kazanmıştı.Okuyanların benimle aynı fikirde olduklarına eminim.

Bir kitap öncekinden daha iyi olabilir miydi bilmiyorum ama Cn Dostumun Yolculuğu da Can Dostum da bende ayrı ayrı özel yerlere sahip oldular.
İlk kitapta hayat amacının ne olduğunu çözmeye çalışan ve bunu bulmak için bir çok hayat yaşayan bir köpekti Bailey.Ethan ile karşılaştığında ve onu sevdiğinde hayat amacına eriştiğini düşünmüştü ve kaybettiğinde de onu arayıp bulmuştu bu tatlı,zeki köpek.

Önceki kitapta Ethan öldüğünde ikinci bir kitabın olmayacağını düşünmüştüm.Yani ben de Bailey gibi sona ulaştığımıza inanmıştım.İkinci kitap elime ulaştığında kapağını açıp yeni maceranın ne olduğunu görmek için sabırsızlanmıştım.

Bailey'i yeniden okuduğumu,hatta neredeyse kaldığım yerden ben de onunla hayata devam ettiğimi fark ettiğimde çocuksu bir sevinç sardı içimi.Açıkçası ona doyamamıştım :) İyi geldi.
 
Bu kitapta CJ'i çok sevdim.Harika bir karakterdi gerçekten.Okuyunca beni daha iyi anlayacaksınız eminim.Ethan kadar sevebileceğimi sanmıyordum başlarda ama sanırım sonuna doğru daha fazla sevdim.

Daha çok kedi seven bir insan olmama rağmen bu yazar bana bir köpek aldıracak herhalde. :D
 Okuyun,okuyun,okuyun diyorum.Çok keyifli bir yoldaşla çok keyifli bir yolculuğa çıkacaksınız.Kaçıranlar adına içtenlikle üzüleceğinizden emin olabilirsiniz.Ben üzülüyorum...


23 Eylül 2013 Pazartesi

YARIŞMA SONUÇLARI


Merhabalar!

22.09.2013 tarihinde sonlanan yarışmamızı bugün açıklıyorum.

YARIŞMA

Katılımdan dolayı herkese çok teşekkür ederim.

Çok sevdiğim bir yazarın çok sediğim bir kitabını hediye etmekten ben de en az katılımcılar kadar zevk duydum.

Umarım okurken çok eğlenirsiniz.Aslında inanın eğleneceğinizden eminim :)

Veee işte kazananımız;
Kaichou^^

Kendisini tebrik ederim.Keyifli okumalar diliyorum.

17 Eylül 2013 Salı

YARIŞMA!




Evet! İlk Blog Yarışmamı Başlatmış Bulunuyorum :)

Bu açılışı böylesine sevdiğim bir yazarın böylesine sevdiğim bir kitabıyla yapmış olmak ise ayrı bir sevinç.

Lafı uzatmadan yarışma kurallarına yani kazanma şansı yakalamak için neler yapmanız gerektiğine geleceğim.

Ama öncelikle yarışmamız 17.09.2013 tarihinde Başlamış olup 22.09.2013 tarihinde Son Bulacağını belirtmek istiyorum.Kazanan talihli blog ve sayfamız üzerinden duyurulacaktır.

İşte bunların tamamını yaptığınızda çekilişe dahil olacaksınız;

  • Bu gönderiyi Facebookta ve Twitterda duyurmanız gerek,
  • Bu gönderiyi Google+ üzerinden paylaşmanız gerek,
  • Paylaştığınız linkleri bu gönderinin altına Blogumu Takip Ettiğiniz İsminiz ve Size Ulaşabileceğim bir mail adresi ile birlikte yazmanız gerek,
 Herkese İyi Şanslar ;)

12 Eylül 2013 Perşembe

Facebook'ta YARIŞMA!



Facebook Sayfamızda yarışma başlattım arkadaşlar.En kısa sürede Blogumun da ilk yarışmasıyla karşınızda olacağım.Ancak Yabancı Yayınlarından 'Ayaklı Bela' kitabını isteyen varsa kesinlikle Facebook sayfamıza gitmeli ve katılmalı derim ben.

Yarışma şartlarını bulacağınız ve kazanma şansına erişebileceğiniz link işte bu ;)
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=298928700248723&set=a.117520345056227.20720.114941528647442&type=1&theater


Tutkulu Notalar / Sert Rock !



Olivia Cunning'in Günahkarlar Sahnede serisinin Tutkulu Notalar kitabı ile Aşk,Seks ve Rock'N'Roll 'a giriş yapmıştık.

Yapılan her yorumda övülen ve iyi eleştiriler alan serinin ilk kitabı göz doldurmuştu.

Şimdi asıl habere geçelim.Ephesus Yayınlarından çıkan serinin ikinci kitabı çıktı!


Görseli ilk kitabıyla uyumlu bir şekilde tasarlanmış olan ikinci kitap kapağıyla beğenileri topladı.
Yorumuyla da en kısa zamanda sizlerle olacağım elbette.Ama önce harika tasarımıyla bayıldığım,mor rengin ağırlıkta olduğu ikinci kapağı paylaşıyorum sizlerle.

                          

FMArsal Hikayelerinden Biri Daha Kitap Oldu!

Bilmeyenleriniz için FMArsal'ı biraz tanıtayım istiyorum.
Fatih Murat Arsal benim okuduğum ilk Türk yazalardan biridir.Kendisi bu kitap eleştirileri işlerine girmeme de bir nevi vesile olmuştur aslında.
İlk olarak Facebook üzerinden bir sayfada hikayelerini okumaya başlamıştım.Bir çok hikayesi vardı.Ve hepsi de birbirinden harikaydı.İsteyenler olabilir diye e-booklarına ulaşabileceğiniz sitenin linkini vereceğim merak etmeyin :)


Bu e-bookların yanı sıra bir adet de kitabı vardı o zamanlar.'Nefretten Sonra'.Ardından 'Seni Sevmek İstemedim' kitabı çıktı.Ve son olarak (serinin sonu olarak) 'Yalnız Gözlerin İçin' kitabı kalmıştı.Bu sıralarda Fatih eby Ephesus Yayınları ile anlaştı.Ve Ephesus yalnızca 'Yalnız Gözlerin İçin' kitabını çıkartmakla kalmadı bir de diğer kitapların yeni edisyonlarını bastı.

Ve şimdi asıl konuya dönecek olursam eğer benim ilk okuduğum FMArsal hikayesi 'Beni Bırakma' da Ephesus ailesi tarafından kitap halinde basıldı!
Bu haberi ilk duyduğumda o denli mutlu oldum ki anlatamam.Beni bilen bilir.Ben öyle çok e-book fanı değilimdir.Kitabbı elimde hissetmeye ve kokusunu duymaya ihtiyaç duyarım.O yüzden en sevdiğim ve benim için değeri farklı olan bir hikayeyi elimde tutma şansına sahip olacağım için çok sevindim.

Kapağı görünce bu kitaba uyan daha iyi bir kapak tasarlanabilinir miydi acaba diye düşündüm inanın.Tamam daha fazla merakta bırakmayacağım.İşte mükemmel kapak...
Okumayanlar!
Bu kesinlikle Kaçmaz!! FMArsal ile tanışmak için dah afazla beklemeyin derim ;)

İşte E-bookları bulabileceğiniz Link:
https://www.facebook.com/pages/FMArsal/235762009772647

25 Ağustos 2013 Pazar

Walking Disaster/Ayaklı Bela Yorumum...



 Ahh aşkım ahhh!
Tanrım! Bir erkek bu kadar harika olur.Azıcık takıntılı,agrasif,kıskanç vs vs.. olabilir belki amaaa o Travis işte arkadaş sadece bu bile hepsini önemsizleştirmeye yetiyor.

Bu kitap diğer kitaptan farklı değil diyen birkaç kişi duydum ama bu bakış açısı bence kesinlikle yanlış.Özellikle okuduktan sonra bu kanım daha da güçlü bir hale geldi.

Ya ben nedense hikayeyi erkeğin ağzından dinlemeyi daha çok seviyorum ya.Herhalde kızların düşünceleri (kendim de kız olduğumdan kaynaklı) çok enteresan bulmuyorumbana fazla tanıdık geliyor herhalde.

Twilight'ın da (kısacık olsa da) Edward'ın ağzından yazılan halini daha çok sevmiştim.Ama aslında kitabın orjinalini okuyup sonra bilmediğin kısımları erkeğin ağzından okumak hoşuma gitti belki.

Neyse,bu kitabı da belki tahmin ettnmiş olduğunuz gibi daha çok sevdim.Kesinlikle Travis'in bakış açısından daha komik,daha hüzünlü ve daha romantik.O çocuğa bayılıyorum ya. :D


Konusuna gelecek olursak eğer Travvis'in Abby'den habersiz bulunduğu bir kaç durum dışında(birbirlerinden hiç ayrılmadıkları için :D) ilk kitabı okuyanlara tanıdık gelecektir.Ama bilmediğimiz yerleri okumak inanın ki o kadar keyifli ki kitabı iki kere okudum.

Kitabın kapağı orjinal.Ah orjinal olunca bitiyorum :D Neden bilmem ama herkes sanırım benimle bu konuda aynı fikirde diye düşünüyorum.Ve o ayraçlar,ah çok güzeller.Henüz elimde onlardan yok ama resimlerine baktıkça ağzım sulanıyor doğrusu...

                               

Aşk Kokan Çiçekler Yorumu...

Sherryl Woods'un Aşk Kokan Çiçeker kitabını ilk elime aldığımda
hep yaptığım gibi önce kapak ve eleştiri/övgü yazıılarına göz attım.

Kitabın üzerinde aslında ilk okuduğum şeylerden biri çok sevdiğim bir diğer yazar Debbie Macomber'ın eleştirisiydi(ki zaten arka kapakta ilk göze çarpan şeylerden biriydi) Diyordu ki "Sherryle Woods,okurlarını her zaman mutlu etmeyi başarıyor! ben de onlardan biriyim." Ben de kitabı bitirip yüzümde bir gülümsemeyle yeniden kitabın arkasını çevirdim ve o cümleyi yeniden okudum.İnanın aynı şeylleri hissediyordum.

Yazar kesinlike favorierim arasındaki yerni aldı.Konuyu o kadar güzel anlatıyor ki karakterlerin kıskançlıklarında çileden çıkmadan okumaya devam edebiliyorsunuz ve inanın bana bu karakterler özelliklede Jake.Ahh! o adamı pataklayasım var hala. :D

Ben sinirime yenik düşmeden konuya devam edeyim...

Öncelikle çok güzel bir aşk kitabıydı.Hem aile,hem arkadaşlık,hem aşk,hem de sevgiyi içinde barındıran nadir kitaplardan biriydi.Evet bu konuları işleyen oldukça fazla kiitap var ortalıkta ancak bu duyguları gerçekten hissettirenlerine inanın nadir rastlanır oldu.

Ama bu kitap kesinlikle nadirlerden biri.Takipçilerimin bu tarz kitapları çok sevdiklerini biliyorum.Ve inanın bana okumalısınız.Bu iki aşığın çekişmesi hem sinirlerinizi bozacak hem de sizi gülümsetecek.Jake'e bayılacksınız.En azından ben bayıldım.Sinir ama sexy. :D

Zaten zoru oynayan adamların hangisine bayılmadık ki ama değil mi? ;)

1 Ağustos 2013 Perşembe

The Killing Song / Ölüm Şarkısı İncelemesi



  Kitap güzeldi.Mükemmeldi,Bayıldım! diyemem belki ama zevk alarak okuduğum kesin.
Katil yüzünden sinirden uykularım kaçtı aslında zaman zaman ama değdi bence.
Kapak tasarımından oldukça memnun kaldım aslında.Resim süper.Dikkat ekici her zaman olduğu gibi.Püsküllü ayraç ise vazgeçilmez.

Yalnızca Ölüm Şarkısı başlığının kitaba uygun olduğunu düşünmüyorum.Yazarlar neden bunu seçmiş bilmem.Evet şarkılar cinayetlere yol gösteren büyük ipuçlarıydı ama ben olsam isim olarak seçmezdim.'o henüz çalınmamaış birnotaydı' yazınca insan kendi yaptığı bir besteyle insanları öldürmesinde bir bağlantı olacak falan diye bekliyor.Ama adam yalnızca öldürdüğü kızların yanına bir önceki cinayetiyle ilgili bilindik grupların şarkılarını yazıyor falan.O abartılı söze göre oldukça basit kalmış yani...

  Neyse.Konuya dönecek olursak,çok sürükleyici bir kitaptı aslında.Katilin profilini öyle iyi çıkartmıştı ki,bayıldım.
Kesinlikle okunmalı diyemem ama okursanız eğer pişman da olmazsınız bence.Zevkliydi.


12 Temmuz 2013 Cuma

The Secret House / Gizemli Ev Kitabının Türler Arasında Karşılaştırması...

   OGBT Blog Turumuzun son gününde BookS N BookS olarak The Secret House/Gizemli Ev kitabının Türler Arası Karşılaştırma bölümünü üstlenmiş bulunmaktayım.
  Edgar Wallace,The Secret House/Gizemli Ev kitabının yazarı genellikle Mystery/Thriller-Gizem/Gerilim yazıyor.The Secret House/Gizemli Ev de bir Gizem kitabı.

 

Karşılaştırma yaparken yalnızca kitaplar arasında değil yazarın kendisinin de türündeki diğer yazarlarla karşılaştırıldığını okuyacaksınız.Türler Arası Karşılaştırma Nedir Ki? Diye sorarsanız eğer inanın ben de ilk kez yapıyorum.Klişelere takılmayıp kendi yolumu çizmeyi hep sevmişimdir,yine öyle yapacağım.Benim Türler Arası Karşılaştırmamda puanlama listesi göreceksiniz.Yazarlar arası karşılaştırmamda kimin daha iyi kimin daha kötü olduğuna dair,karşılaştırma için kullandığım yazarların sayısı kadar bir liste yapacağım ve en iyiden en kötüye doğru değerlendireceğim.Kezza Kitap Türleri Arası Karşılaştırmamda da aynısı uygulanacak.Okumaya devam ettikçe anlamayanlar daha net bir resme kavuşacaklardır bence.Keyifli olacak :)
 
  İşe öncelikle yazarın katagorisindeki önemli ve çoğunu okuduğum isimlerle başlıyorum.Bu yazarların kitaplarından bazılarıyla da The Secret House/Gizemli Ev'i karşılaştıracağım.Ayrı ayrı yazmanın göze çok uzun geleceğinin farkındayım.O nedenle birleştireceğim.Bunların başında tabi ki Jean-Christophe Grangé,Arthur Conan Doyle,Dan Brown,Agatha Christie,Tess Gerritsen,Harlan Coben...

**Bu yazarları Goodreads.com sitesindeki Mystery/Thriller-Gizem/Gerilim tarzı arasından seçtim.Benim okuduklarımın arasından en sevdiklerimdir de aynı zamanda.


  Eminim ki daha atladığım,adını eklemediğim yüzlerce yazar vardır.Ancak benim bildiklerim ve karşılaştırmamda kullanacakğım yazarlar bunlar.Bir çoğunu okuduklarıma,bazılarını da ekstradan okumuş olan arkadaşlarımdan fikirlerine dayanarak yorumlayacağım.

  Dan Brown kesinlikle en sevdiklerimden.Kitapla karşılaştırdığım kitabı ise Melekler Ve Şeytanlar.Okuduklarım arasında beni en etkileyen ve tadı damağımda kalmış olanlardandır.Bu yazar Egar Wallaca ile az uyuşuyor bence.Kitaplarındaki sırlar ve gizemler dolayısıyla benzeştirilmiş olunsa da nerede Brown nerede Wallace diyorum yalnıca.Dan Brown Melekler ve Şeytanlar kitabını okuyun derim yalnızca.Kesinlikle benimle aynı fikirde olacaksınız.Yani Dan Brown Edgar Wallace'ı yener diyorum...

  Agatha Christie.Kitaplarını hep ama hep okumayı istemiş olsam da hiç okuyamadım.Nedense...Ama okuyan arkadaşlarımın yorumlarına dayanarak Edgar Wallace ile benzerliklerinin olduğunu düşünüyorum.Kitap olaraksa Köşkteki Esrar kitabını uygun buldum.Olay döngüsü benzer olsa da Agatha Christie kesinlikle Edgar Wallace'ı yener.
  Tess Gerritsen.Of en sevdiklerimden biri daha.Rizzoli and Isles ile kesinlikle gönlümü kazanmıştır.Bu yazar üzerinde çok konuşmaya bile gerek yok bence.Okurlarının da benimle aynı fikirde olduklarına eminim.Olayların polisiye kısmı kesinlikle Wallace'ın yazdıkları gibi değil.O daha klasik bu konuda.Tess kesinllikle bu konuda daha modern ve daha komik bir yazar.Yani No Wallace Yes Gerritsen. :D

  Jean-Christophe Grangé.Ahhh aşkım aşkım aşkım! O kadar severimmm ki anlatamam.Her kitabı mükemmeldir.Şeytan Yemini kitabı tüm zamanlar içinde #1'dır benim için.Olayları o kadar iyi karıştırır,o kadar iyi bağlar ki şaşkınlıktan ağzınız bir karış açık ve tamamen memnun kalarak kitabı kapatırsınız.Edgar Wallace kesinlikle bununla yarışamaz.Daha yarışabilecek bir yazar okumadım da zaten.Alınma Edgar Wallace seninle ilgili değil :P

  Arthur Conan Doyle Sherlock Holmes karakterinin yaratıcısıdır.Kitapları en çok Edgar Wallace ile uyumlu ve benzer olan yazardır benim gözümde.İkisi de klasik tarzda yazarlar.Sherlock karakteri her ne kadar idollerimden olsa da Wallace'ın The Secret House/Gizemli Ev kitabındaki polis karakteri biraz benzer aslında.Ama Sherlock'u geçebileceğini sanmam.Olay döngüsü kesinlikle çok benziyor.Doyle da her zaman okuyucuyu biraz sıkarcasına konuyu gereksiz yerlerde uzatır.Tııpkı Wallace gibi.O yüzden biraz ikilemdeyim.Ama Sherlock tüm zamanların dedektifi olduğu için sanırım Wallace'ın şansı pek yoktu.

  Harlan Coben klasik yazan bir yazar değil.Ancak polisiye olayın döngüsüyle Wallace'ın kitaplarını andıran bir yazar.Büyük Vuruş kitabındaki polisiye gizemli açıdan olmasa da benzerlikler okurken damağınızda bunu bir şekilde hissedebilirsiniz.Bu konuda emin olamadım.Sanırım verdiğim karar da tam doğru olmayacaktır.Bence her iki kitabı ya da yazarı okuyarak kendiniz karar verseniz daha iyi ancak ben Edgar Wallace diyorum.

  Biliyorum,biliyorum.Edgar Wallace'ın kazandığı bir yazar / kitap oldu yalnızca.Sanırım biraz listeye eklediğim isimler yüzündendi.O kadar iyi isimlerdi ki Wallace da her ne kadar iyi bir yazar olsa da benim gözümde ve bu blogun takipilerinin gözünde diğer yazarlar daha öndedir diye düşünüyorum.Zaten size söylediğim gibi bu Benim Tarzımda Bir Türler Arası Karşılaştırma.Naparsın ben böyleyim işte ;)


Cassandra Clare'den Yeni Kapak!

İştee Yeni Cassandra Clare kapağı!

Bu kadının kitaplarına bayılıyorum.Ölümsüz Oyuncaklar'ın Filmi'de çıkmak üzere biliyorsunuz ki.Bu da serinin en son kitabının kapağı sizce nasıl?

Bence diğer kapaklarıyla oldukça uyumlu,ki bu benim bir seride aradığım en önemli faktördür.Bence başarılı...

:)

11 Temmuz 2013 Perşembe

The Secret House / Gizemli Ev Dünyadan Yorumlar...


Yine bir Dünyadan Yorumlar Köşesiyle Birlikteyiz.
Bu kez Altın Bilek Yayınlarından 'Gizemli Ev' kitabının eleştirilerini size sunuyorum.
Bu bölümün eskiden hep daha kalabalık olduğunu biliyorum ancak kitabın türünden dolayı mıdır nedir bilinmez okuyanı çok ancak yorumlayanı azdı.O yüzden yorumlardan hariç bir de puanlama sistemi yaptım bu kez.En çok kaç puan almış olduğunun bir çok siteye bakarak istatistiğini çıkarttım.Gerçi bundan önceki blog turumuzun durağı olan Can Dostum kitabının Dünyadan Yorumlar bölümünde yapmıştım bunun gibi bir şeyler.Umarım bu da diğerleri gibi hoşunuza gider.

Keyifli okumalar.


Klasikleşen kullandığım kaynaklar bölümü ;)

Puanlama bölümünde yaptığım istatistik için kullandığım siteler ise,
Şimdi ilk olarak benim yorumum gelecek tabiki de.İşte Türkiye ve benim Yorumum.

 




  Les Stockton
  Winchester /Oklahoma,Birleşik Devletler Amerika
  5 STRS



Eğlenceli bir gizem romanıydı.Bunu okurken,bu hikayenin filmini yapmaları gerektiğini düşündüm,ama yapmışlarsa bile,bundan kesinlikle haberim yok.Harika bir kitaptı ve Edgar Walace'ın diğer kitaplarını da okumayı umuyorum.

                                                                  


    Leah A.Zeldes
    Kanada
    4 Yılız



Uzun ve karmaşık bir hikayeydi.Her zaman Edgar okumayı sevmişimdir.Ama bu hikayeye bir türlü tam anlamıyla giremedim nedense.Diğer kitaplarının hepsini okudum neredeyse.Ve hepsine bayılıyorum.Edgar Wallace her zaman klasik bir yazardır.Ve ben de onun bu yönüne hayranım.En sevdiğim kitabı olamadı belki ama kesinlikle 4 yıldızlık.


Yorumlardan çok iş çıkmadığını biliyorum.Ancak kesinlikle benim yorumumu okuyun derim.Buradan edindiğinizden çok ama çok daha fazla bilgiye sahip olacaksınız.Ancak Yorumumun linki 13 temmuzda burada olacak.Biraz daha bekleyin... ;)

Şimdi de istatiklerden çıkan sonuçlar..


%4

%16

%21

%27

%32






10 Temmuz 2013 Çarşamba

The Secret House / Gizemli Ev Yorumum





 Öncelikle konunun tuhaf bir şekilde başlayıp anlatımının da tuhaf bir şekilde sonlandığını bildirmeliyim gibi hissediyorum.Konusuna kısaca değinmeden yapabileceğim yorumun çok yüzeysel olacağını düşündüğümden ve yüzeysel yani "güzeldi ama karışıktı" misali yorumlardan haz etmediğimden dolayı bunu spoiler vermek uğruna da olsa yapmamayı seçiyorum.
 Kitabın başında bir adamın iş başvurusu için mülakata gittiğini okuyoruz.Yüzü örtülü gizemli bir editör tarafından mülakata alınan karakterimiz serüven düşkünü bir yapıya sahip.Bunun ve okumamızı ilerlettiğimizde kavradığımız binimum sebeplerden ötürü kendisi de gizemli ve kurnaz bir kişilik.Bu editör dedikodu gazetesi çıkaran biri.Ancak karavan şirket gibi bir şey bu gazete.Adamımız bunu anlıyor ve bu bilgiyi kendi kurnazlığıyla çıkarı için kullanıyor.Bir de dedektif/polisimiz var hikayede.Kendileri kurnazlık huyunu iyiye kullanan nadir enginlikte bir insan.Şu ana dek anlayabileceğiniz üzere kitabımızda herkesin içten pazarlıklı bir hali,bir kurnazlığı ve gizli planları var.Bu dedektifimiz de ilginç olayları izleyerek karmaşık bir düzenbazlığın merkezine ilerliyor.İstediği de bu aslında.Konusu biraz karışık okuyunca daha net anlayacaksınız.Bir de mahsun ve masum bir kızımız var kitapta.Bu kızımız amcasının çeşitli oyunlarına kukla oluyor vs vs...
 Bu denli birbirinden ayrı ve karmaşık görünen olay sonlara doğru tek bir kişide toplanıyor ve Bom kitabın sonu.
 Şimdi,konusu özetle budur.Kitaba olan eleştirilerime gelecek olursak eğer,yazarın dili en başta yer alır sanıyorum.Konusu üstte okuduğunuzda sizin de anladığınız gibi ilgi çekici ancak yazar bunu çoğu zaman pek akıcı bir şekilde anlatamamış.Beni kitaba bağlayan olayların çekiciliği ve konusu oldu yalnızca.Anlatım tarzını açıkçası çok ama çok karmaşık buldum.Bir anda bambaşka bir konuya geçiş yapıyor ancak sizin bunu kavramanız zaman alıyor.Demek istediğim çok keskin dönüşler yapıyor ve umulmadık yerlerde savruluyorsunuz.Yani kitap boyunca tabiri caizse hayatta kalmaya çalıştım.Konuyu yakalamaya uğraşırken bir baktım ki Aaa! Kitap bitmiş...
 Sonu ise bir diğer eleştirim.Kitabın sonunda olaylar açıklanmadan kalmıyor evet ancak öyle bir şekilde bitiyor ki hani diğer bölüme geçmeden en heyecanlı yerde biter ya olaylar,çevirmek için bir sonraki sayfayı arıyorsunuz.Mutlu sonla biten ama(seri olmayan tabi) bu kadar da aksiyonlu sahneyle son bulan bir başka kitap daha okumadım.Sanki yazar bir bölüm daha yazmış ama baskıda bunu kitaba eklemeyi unutmuşlar gibi bir duygu veriyor insana. :)
 Enteresandı.Eğlenceli vakit geçirdim mi derseniz eğer,evet eğlenceli olmasa da hoş vakit geçirdim.Polisiye sevenlerin hoşuna gideceğini de düşünüyorum.İçinde istediğiniz her şeyi bulacaksınız çünkü.Kurnazlık,zeka,aksiyon,karmaşık olay döngüsü.Ee daha ne olsun değil mi? Tek uyarım yazarın diline alışmak için kendinize ve kitaba biraz zaman tanıyın.Ardından çok daha akıcı olmaya başlayacağını garanti ediyorum ;)

Şimdi de blog turumuzun bana düşen kısmı olan Dünyadan Yorumlar bölümü için ihtiyacınız olan Link...

6 Temmuz 2013 Cumartesi

İndrim Haberi


Temmuz ayı boyunca Kitap Sihirbazı internet sitesinde Martı Yayınları kitapları %45 indirimli!

Belki internetten kitap almak istersiniz diye sizinle paylaşayım istedim..

26 Haziran 2013 Çarşamba

DÜNYADAN YORUMLAR !




MeRhaBaLaR !

Artık BookS N BookS ile özdeşleşmiş olan Dünyadan Yorumlar bölümü ile karşı karşıyasınız.Bu durumdan okuyucularım da,biz tur üyeleri de oldukça memnunuz gerçi.

Bu blog turumuzun inceleyip eleştirdiği kitap Yabancı Yayınları'ndan çıkmış Can Dostum / A Dog's Purpose kitabı.

Bu kitap ile ilgili araştırma yaparken hepinizi temin ederim ki neredeyse hiç 5 yıldız altında derecelendiren görmedim.Görüdüklerim de en az 4 yıldız vermişlerdi.O denli iyi olan bir kitap anlayacağınız.

Şimdi klasikleşmiş üzere yalnızca Amazon ve Goodreads sitelerinden alıntı yaptığım yorumlar şeklinde değil bu seferki DÜNYADAN YORUMLAR.Bu sefer daha fazla site kullanmış ve ülkelere göre ayırdım yorumları.Ee Dünyadan Yorumlar diye boşuna adlandırmadık değil mi ama ? ;)

Kullandığım sitelerin amblemlerini görebilirsiniz okurken.Ancak ben yine de alışkanlık ve size kolaylık olsun diye adreslerini vereyim;

Yorumların hemen hemen tamamı epeyce uzun.O nedenle kitapla ilgili kolaylıkla fikir elde ebebileceğinizi düşündüm.Ben de yalnızca birkaç ülkeye yer verdim.Bunlar ise,

  • Portekiz,
  • İzlanda,
  • İtalya,
  • Amerika Birleşik Devletleri,
  • Kanada,
  • Türkiye.

Çok uzattım,tamam,kısa kesiyorum.Ve işte sizi değerlendirmelerle baş başa bırakıyorum....

Ve Türkiye'den Benim Yorumu'mu Okumak İstiyorsanız;

Selin Özkan
Türkiye
5 STARS / BookS N BookS





5 STARS / Goodreads

       Maria Carmo

     Lisbon, Portekiz

Bu kitap olağanüstü bir sürprizdi.Amacı sevgi olan bir köpeğin dokunaklı,yürekleri iyileştiren hikayesiydi.Aptal bir köpeğin,iyi bir köpeğin,güzel bir köpeğin...Neredeyse 'fazla' insanımsı olan bir köpeğin,ve yine deyazar tüm kitabı köpeğin bakış aısından bakarak yazmayı başarmış,ki bu da kitabın dokunaklılığının ve espirilerinin zekiliğinin çoğunluğunu oluşturuyordu...İnsnalar için oldukça zeki,sevgi dolu,ikna edici bir köpeğin ağzından yazılmış bir kitap.Hepimizin aynısının peşinde olduğu amaçtan çok da farklı olmayan bir amaçla:sevginin alınıp verilmesinden gelen mutluluk arayışı,hayatın amacının ve anlamının keşifi.Ben BAYILDIM.

4 STARS / Goodreads

       Kiera Healy

      Dublin, Izlanda


Bu kitabı okumaktan keyif aldım yinede harikulade edebiyattan epey uzak bir kitaptı.Birinci ağız olarak bir köpeğin kullanıldığı bir kitap.Neredeyse birkaç bölümü okuduğum sıralarda,köpek ölünce epeyce şaşkınlığa uğramıştım.Ama ardından başka bir köpek olarak reekarnasyona uğrayarak geri döndü.tüm kitap boyunca,bir amaç arayışı içerisindeydi,ki bu genellikle insanlara hizmet etmek ve onları mutlu etmek oluyordu.

Eğer köpekleri seviyorsanız bu kitap korkunç derecede üzücü bir kitap,çoğunlukla reenkarnasyon partı açısından.Bu bütün köpek kitaplarının değişmez kuralı gibi 'o köpek kitapta ölecek',ve bu kitaptaki köpekse farklı yaşamlarda tekrar ve tekrardan ölüyor.Bu benim kırılgan duygusallığıma fazla geldi,yani bu kitabı tekrar tekrar okumayı tavsiye etmiyorum.Aynı zamanda birkaç 'neredeyse oluyordu' durumu var,ve epeyce insanların hayvanlara berbat davranışlarının araya girdiği yerler: Hayvan-istifleme,yavru hayvan üreticiliği,sıcak arabalarda bırakmalar,havaifişekler,egzersiz yaptırmama,bir baheye zincirlemeler.Kitapta köpeklerin durumlarına,çevrelerine ne kadar çabuk adapte oldukları gibi çok enteresan bir nokta anlatılıyor.Köpekler bir bahçede düzinelerce diğer köpeklerle tutulabilir,ya da yavrulatma fabrikası gibi bir yerde bir yavru olabilirler,çünkü daha iyisini bilmiyorlar.


Harika bir kitap değil,ancak köpekleri seviyorsanız eğer iyi bir kitap-kalp kıran türden- Ben büyürken uzun ve mutlu bir hayat sürmüş iki harika köpeğim vardı ,ve bu kitap bena onları özletti,hem de çok.


5 STARS
Barnes & Noble




 BookWithTruffles

     İtalya

Bu kitabı elimden bırakamadım-inanılmaz derecede dokunaklı!
Bir kere bu kitabı okumaya başladınız mı,elinizden bırakamıyorsunuz! Cameron sizi insanların en iyi dostlarının zihinlerinin,kalplerinin ve ruhlarının içine sokuyor! Bu benim şimdiye dek okuduğum en favori kitaplarımdan!




5 STARS
Amazon




       John C. McDonnell


        Studio City, Kaliforniya
      Amerika Birleşik Devletleri

Tek kelimeyle anlatayım mı? Mükemmel. Tamam iki kelimeyle anlatayım. Mükemmel ve zekice.Aslında üç kelime.Mükemmel,zekice ve ruha sahip.
Bruce Cameron mükemmel,ruha dokunan,hayatın anlamını ve amacını arayan macerayı anlatan bir hikayeyi öne çıkartmış.Bazen komik ve yine de diğer zamanlarında kalpleri kıran bir roman.Bruce ok zekice bir köpeği ve onun daha önceden bir köpeği olan(yahut herhangi bir evcil hayvanı) herkesin gerçekten onların bizi ve onlarında içinde yaşadığı dünyamızı böyle gördüklerini hissettiren öyle bir yürek ve insaniyetle anlatmış ki.
Espirileri gerçek ve zorlama değil.Kendinizi yüksek sesle gülerken bulabilirsiniz.Aynı zamanda ağlayacaksınızda.Evcil hayvanlarınızın geçmiş hatıralarını hatırlatamaktan doğan gerçek göz yaşlarıyla ve diğer hiçbir ilişkide var olmayan ruhların eşleşmesiyle.

O bağ(köpeğin gözünden)bu romanı gerçek hayata getiren gerçek sevgidir.
Beş yıldızlık,kesin okunması gerekenlerden.




5 STARS
BetterWorldBooks



 
    Carla

    Calgary, AB, Kanada


Bugüne dek okuduklarımdan en iyisi,en favori kitabım!


Can Dostum / A Dog's Purpose İncelemesi...

 Can Dostlarımızın Hikayesi...

 İncelememe kitabın kapağını överek başlamak istiyorum.Orjinalinin bir başka çeşidi gibi olan kapak göze hoş geliyor.Ben çok sevdim.Hatta orjinalinden bile daha iyi olduğunu söyleyebilirim.Çünkü golden cinsi köpeklere,labrador cinsi köpeklere ayrı bir sevgim vardır.Belki biraz kişisel nedenlerden ötürü beğendim ama beğendim işte :D
 Hele o ayraçlar!!!! Ahh ah.Bir Harikalar!!!
Çevirisi başarılı,o nedenle çevirmeni Seda Çıngay hanıma da tebriklerimi sunuyorum.
İç kapaktaki kırmızılığı da çok sevdiğimi eklemeliyim ve yayınevine başarılarının devamını dilediğimi ayrıca belirtiyorum....

NOT: Yorumumda birkaç spoiler varsa eğer affola...Şimdiden söylemesi ;)







Kitabı bir köpeğin hayatı şeklinde değerlendirmiş,ön yargıyla yaklaşmıştım.Bu denli hayat değiştiren bir kitap çıkacağını nereden bilebilirdim ki?

İlk sayfaları okumaya başladığımda bir köpeğin doğuşuna şahit olunca şaştım kaldım.Ben ikinci ağızdan hikayenin anlatılmasını beklerken gözlerimizi biz de yavru köpeğimizle birlikte açtık.Bir sokak köpeğinin annesi ve 2 kardeşiyle geçirdiği ilk ayların tadını çıkardık.İnanın köpeğin anlattığı bir hikaye ancak bu denli güzel yazılabilinirdi!

Reenkarnasyon kitapta olması beklenmedik olduğu kadar mantıklıydı da.Zaten kitapta ilerlerlemeden önce,bir köpeğin 370 sayfalık hikayesini okuduğumu sandığım sıralarda, 'Bir çocuk kitabıyla mı karşı karşıyayım acaba?' korkusu olmamıştı değil.Ancak reenkarnasyon sayesinde hikaye hep taze kaldı,hiç heyecanını yitirmedi.Bu reenkarnasyon olayına hiç inanmasam da kitabın böyle işlenmesinden dolayı memnunum.

Sayfalar ilerledikçe bu yeniden doğuş olayı beni gerdi biraz ama.Köpekçiğin sürekli gözlerimin önünde ölmesine kalbim dayanamadı bir süre sonra.Hatta ölümünü ilk okuduğumda şok olmuştum.Yok canım olamaz diye.O zamanlar yeniden doğacağını bilmiyordum tabii =D
Yalnızca ölmesi değil,yeniden doğduğu hayatlarının şekilleri,insanların ona davranışları beni hem üzdü hem de kızdırdı.Gerçeklerle yüzleşmek gibiydi gerçi ama duygusalım,dayanamıyorum işte ne yapayım?

Ancak sayfalarla birlikte onun hayatıda değişip,ilerledikçe ben de kendi hayatımda arayışa çıkmış gibi oldum ne yalan söyleyeyim.Tam da arayış içerisinde olduğum bu dönemde inanılmaz iyi geldi,inanılmaz yeniledi beni.Köpeklere aşırı düşkün bir hayvan sever olmasam da,her hayvanı severim.Bu kitaptan sonra her gördüğüm köpeğe bir başka bakacağım o ayrı işte...

Yani sonuç olarak 5 yıldızlık bir kitaptı.Hayvan dostlarımızın çektiklerine şahit olduğumuz gibi,o yavru köpeğin hayatlarından aldığımız derslerde vardı.O yavrucuktan kendi insan hayatınız için çok şey öğrenebilirsiniz. Kendi hayatlarımızla onların hayatını karşılaştırdığımda ne denli masum canlılar olduklarını ve her zamanki gibi insanların dokunduğu her şeyi yok ettiğini de gördüm.Ancak öğrendiğim bir başka önemli ders ise kötülük olduğu kadar hayat değiştiren insanların da gerçekten var olabileceğiydi.
Benim de bir kedim var evimde.Adı Vincent.Ona her daim kendimden çok önem verirdim ama bundan sonra ona uyguladığım her davranışta iki,hatta üç kez düşünüyorum.Aklıma hep o minikköpekçik geliyor.Gerçi bu yalnızca hayvan sahibi olanların değil hepimizin yapması gereken bir şey bence.

Ağlayacağınız,güleceğiniz,sevimli ve çok ama çok masum bir köpekçiğin hikayesini okuyacaksınız.İçiniz burkularak son sayfasını kapasanız da,okuduğunuz için birşeyler kazandığınızın bilgisiyle o içinizdeki ateş azıcık sönüşüyor....
 

Sample text

Sample Text

.. BookS N BookS ..

Sample Text

BookS N BookS Bloguma HOŞGELDİNİZ !

Kitaplarla ilgili istediklerinizi bulacağınızı umuyorum :)